Çocukken 2010 ne biçim bilinirdi? Vay be..herşey teknoloji sayesinde pek bir tıkırında olacaktı, uçup kaçabilecek, zırt diye Jamaika’ya ışınlanabilecektik..öyle olmadı tabi..ki dahası kıçından anladığımız sosyal paylaşımlarımızla cahilliğimiz tavan yaptı..saygısızlığımız, bencilliğimiz katlanarak arttı..bu yıl daha bi duyarsız olup, benden ötesi tufancılık akımında zirveleri kimselere bırakmadık..
Önce bir zehrimi atıyım da sonra bahsediyim, sıcak güneşten, yeni yerlerin sihrinden, elini tuttuğum sıcak avuçiçlerinden.. eskiden beri hayal etmeyi beceremedim ve hayattan ne beklediğimi ben bile bilemedim..bana bir tatlı huzur yeter o anda, ötesini düşünecek aklım kalmaz..güzel keşiflerim var, tavsiye edebileceğim..yazı yazmak, üşengeç olmamak, yenilik sevmek, eski kıymeti bilmek, hakedene sınırsız, haketmeyene verecek zerre dakikanın olmaması..liste uzar gider..yaş aldıkça, yıllar akıp gittikçe, akıl sonradan geliyor..hiç gelmemesinden, geç gelmesi iyidir.
2010’u, koca yılı da bir nefes de birşeycikler anlamadan bitirdik.. geçmiş olsun..Şakacı ve sürpriz sever olduğunu tahmin ettiğim 2011 sinsi sinsi gülerek gelsin, kahkahalarla bye bye densin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder