28 Mart 2013 Perşembe

i'm so sorry, ne soriiii

kendimi çamura bulanmış gibi hissediyorum, debelendikçe daha bir bulaşıyor. Hoşlanmadığım hallerdeyim, bak bahar gecikti ne hale geldim. Ben bunların adamı değilim diyorum ama diyorum sonra bir taraflarım çamursa da demek ucundan köşesinden aslında öyleyim diyorum. En zoru da kendinin aslında biraz herkes olduğunu kabullenebilmek, "yok ya değilim" diyorsun ama hayır bebeğim hepimiz biraz vasıfsız, biraz adi, biraz herkesiz...üzgünüm...

26 Mart 2013 Salı

realitesine de bir bakmak lazım tabi..

Bir film ne kadar gerçekse benim için o kadar güzel. Bundan sonraki cümlelerim bu fikri daha iyi nasıl anlatabilirime hizmet edecek. Mutfakta kendi kendime nasıl konuşuyorsam , koltukta nasıl uyukluyorsam, bir sözle neler hissedebiliyorsam, burnumun ucu nasıl yanıyorsa tamamını nasıl birden sızlatıyorsa bazı anlarda, o anları dışarıdan görmek, öyle hissetmek istiyorum bir filmde, bir kitapta...o yüzden bilim kurgu, fantazi falan bana göre değil, bundan hala Star Wars izlememişliğim. Tabi bu hissin de altına inilmeli neden acaba denmeli..gerçeklik severliğim, pek rastlayamadığımdan..Bir ekranda, bir insanda, bir anda bulduğumda büyülenmem nadirliğinden..
gerçek sabahlarım var, güneşli mutfağımda..gülümseyen bir mutfak robotum tezgahın üstünde, peynir bıçağım herkesten tatlı, eşsiz kahvaltılarım güzel sabahlarım var..bir de hiç doymak bilmeyen bir karnım..

20 Mart 2013 Çarşamba

köpek

sabah servisteyim. kocaman ön camın sol köşesine takılmış gözlerim kaç sabahtır öyle gidiyorum evden işe..kafamda düşünce yok, gözler baygın ama uyku yok..
sanki diyorum ben şimdi bir köpeğim, yemişim iğneyi, atılmışım bir kamyonetin arkasına köpeklerin toplanıp götürüldüğü alan ne ise oraya götürülüyorum, yani aynen öyle hissediyorum.
eee tabi hayat hep çiçekli böcekli değil, zaman zaman bu hislerde ele geçiriyor bedeni...