20 Ekim 2012 Cumartesi

...


selamlar, sevgiler..uyku molası arası yazıyı sıkıştırmam lazım..eski ahestelikler geride kaldı..kadınsan, anne olduğunda vitesi artırman gerekiyor, yoksa yetişebilmen imkansız. ve birçok şeyden vazgeçmen, aslında vazgeçme değil de ufak değişikliklere alışman..mesela çayın 2. bardağına, sabah uykusuna, gece uykusuna, uzun kahvaltılara, artık bye bye diyeceksin, soğuk içilen çaylara, kısa kestirmelere alışacaksın..itiraf edeyim ilk günlerde tökezledim, hiç kolay değil çünkü..ne oldu, ne yaptık falan oluyorsun, kaçınılmaz. artık kendin değilsin ilk sıradaki, örneğin tuvaletin geldi, çok sıkıştın gidersin di mi? ama bebek o an sana ihtiyaç duyuyorsa, önce o, sonra sen..tabi ego biraz sarsılıyor, anlaması da zaman alıyor.
bir de bana özel olarak sarsılmaz 32 yıllık evin küçüğü durumum sona erdi, kendimi bildim bileli hep çocuk hissettim ya da çocukluk yaptım, ergen olamadan anne oldum..tahtımdan indim yani:)
ama...acayip duygular oluyor yalan yok. bir iki saniye karşılıklı bakışınca ne his kalıyor, ne ihtiyaç..hayıflanmaların, şaşkınlığın onunla gözgöze gelince kayboluyor.
annelikten dem vuramayacağım, çünkü henüz pek bir yeni her şey. yavaş yavaş bakalım..
şu an olayın bakım aşamasındayız, henüz 2 aylık olmak üzere çünkü Kaan. birlikte yürüyüş yapmaktan ya da şakalardan şukalardan pek anlamıyor. yine de...Tarkan abinin de dediği gibi kalpten kalbe bir yol varsa bu aşktır elbet..elbet dedirtiyor çoğu zaman ve daha sıklıkla..parmaklarım sımsıkı tutuluyor, tişörtüme yapışılıyor, korktuğu an gözlerimin içine bakıyor..Olmak istediği tek yer benim yanım, hissettiğim bu..aşk denen şey bile değil sanki, başka türlü birşey, bambaşka..