30 Mayıs 2020 Cumartesi

2020 yılında 40 yaşımda olacağım.

2 gün sonra 40 yaşımda olacağım, 80 doğumluyum, 2020'de 40 yaşımda olacağım vay be diye geçti çocukluğum. Meğer o an bu anmış. Hiçbirşey değişmiyor, değişiyor gibi görünüyor gibi. Alınan kilolar, yanındaki eş, çocukların belki, şehirler, annen baban, kayıpların, ellerin, ayakların. Değişiyor gibi değil mi, değişmiyor. İçinde sana seslenen ses, sen hep aynısın, o ses hiç değişmiyor, hala 2020'de 40 yaşında olacağını hesaplıyor. Ömrüm ömrü anlamaya çalışmak ile geçecek biliyorum ve biliyorum aklımda hiçbirşey kalmayacak. Sokakta oyun oynamak gibi, o an pek zevkli, eve dönüyorsun annen diyor; eee ne oynadınız? Cevap tatminkar bir Hiççç.

29 Mart 2020 Pazar

Geniş zamanlar


Resim, şiir, müzik, bazen bir fotoğraf, bir koku, yağmurlu havanın bir zamana benzemesi, bir ses, bazen bir kelime.. Beni, ruhumu konuşturanlar, çok seviyorum.


Sahi biz geniş zamanlar mı umuyorduk, yoksa ummak nedir tam da bilmiyor muyduk?


Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı


Behçet Necatigil

Taze söğüt dalım...

Dinletiyorum, çalıyorsun..
Sıkılıyorsun bir süre sonra, offf anneee diyorsun..
Bilmiyorsun söğüt dalım bilmiyorsun..
Söğüt neydi anne diyorsun..
Ne'nin cevabı yok bende bugünlerde bilmiyorsun..


Gözleri aşka gülen
Taze söğüt dalısın
Gözleri aşka gülen
Taze söğüt dalısın

Gel bana her gece sen
Gönlüme dolmalısın
Gel bana her gece sen
Gönlüme dolmalısın

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Sensiz elem bana yar
Doğ benim ömrüme doğ da güneş gibi
Aşkımı tazele gel
Aşkımı tazele gel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Bekleme sonbaharı
Bir acı rüzgar eser
Bekleme sonbaharı
Bir acı rüzgar eser

Gel bana her gece sen
Saçların bağrıma ser
Gel bana her gece sen
Saçların bağrıma ser

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözleri ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Sensiz elem bana yar
Doğ benim ömrüme doğ da güneş gibi
Aşkımı tazele gel
Aşkımı tazele gel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözlerin ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel

Tatlı gülüş pek yaraşır
Gözlerin ömre bedel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel
Ah ne güzel ne güzel
Seni sevmek
Ah ne güzel ne güzel...

Gündoğdu Duran


Ne oluyor?

Öyle birşey ki tanımıyorsun, bilmiyorsun. Ne oluyor cidden?
Biz yuvarlanmaya alışık, koşman lazım deyince koşan nesiliz. Tamam ama bu da ne?


Bu kadarı da fazla değil mi? Ya da henüz fazlayı görmedik mi, daha fazlası mı var?


Bütün soruların cevabı bilinmezlik.


Sürrealizmi seviyorum, itiraf ediyorum bu tip birşeyin, bu zamanların içinde olmak bir taraftan da haz vermiyor değil, evet ben bunun içindeyim ve çok garip diyorsun. Ama sonra back to the reality, cidden ne oluyor diyorsun? Cevap yok.


Bilmiyorum cevapları, kimse bilmiyor.
Sona mı yaklaşıyoruz ya da yooo geçici mi bu...



Oğluma büyüyünce ne olmak istiyorsun diye soruyorum, sorduktan sonra aklımdan geçenler...Geçemeyenler...