30 Haziran 2010 Çarşamba

big shots - part 2


Şu ikiliye bakar mısınız? İkisi de boks, kadın ve içki tutkunu..İnsanın masalarına oturup havadan sudan konuşası geliyor.

Bu arada Bukowski'nin kendi sesinden okuduğu mavi kuş şiirini de bir yerlerden bulup buluşturup dinleyin derim, ya da ben size bir kıyak yapıp unutmazsam yükleyiveriyim.


Ah gençlik vah gençlik!
Don Johnson - Melanie Griffith ikilisi








Bu masum küçük kim biliyor musunuz?

Annesinin aldırmayı planladığı ama son anda vazgeçtiği bu ufaklık Adolf Hitler..
Anlık kararların nelere mal olduğuna iyi bir örnek kendisi..



29 Haziran 2010 Salı

kelebekler sardı dört bir yanımı...

biliyorum uzun zaman oldu, ama keyfe keder bir blogdur kendisi, nazlıdır, zora gelmez, canı ne zaman isterse o zaman yeni şeyler yazıverir..sakın sıkıyım demeyin kaçar gider benden söylemesi:)
İstanbul'u bugün kelebekler bastı, herhangi bir şeyin normalden fazla ortalıkta olması huzursuz edici birşey bence..bir anda mı ürediler bu muhteremler, ömürleri bir günlük olduğu için yarın ortalıkta olmayacaklardır diye tahmin ediyorum, saltanat sürüyorlar kendileri İstanbul'da bir günlüğüne..
benim karnımdaki kelebekler başka tabi..değişim sevdiğim aşikar ama olana kadar da karnıma sancılar saplanıyor..ne olacaksa olsa da ben de bir off desem..

neyse İstanbul yağmurlu, kelebekli, ben sakin, akşam pilates..herşey kontrol altında..

11 Haziran 2010 Cuma

Ben de salyangoz olmak istiyorum..


Yavaş şehir uygulamasının sembolüymüş salyangoz..Türkiye'deki ilk yavaş yaşam yeri Seferihisar...Denetimden geçmiş ve kabul edilmiş..

Kısaca nedir Cittaslow?
  • Fastfood'un karşıtı olan slowfood'un benimsendiği (organik ve yöresel yiyecekler üretilip, satılması)

  • Alışveriş merkezleri, büyük zincir mağazaların olmaması

  • Motorlu araç kullanımının yerini bisikletin alması

  • Büyük otellerin yerine butik otellerin hizmet verebilmesi

  • Enerji tasarrufu ve yeşil projelerin uygulanması

Özetle neymiş; tüketimin, bol bulmuşluğun insanı öldürdüğü bu vakitlerde bir çıkış kapısı..Bir bakıma korunma içgüdüsü..Aldanmayanların, uzun ömürlere sahip olabileceği küçük, yavaş doğru kelimemi bilmiyorum ama GERÇEK yerler..

yarışmacı biz..

Garipti..şişmanın da dediği gibi bir ara kendimizi David Lynch fimlerinde falan sandık.Absürd bir ortam..adaylar, ekranda jüri karşısında yarışmacılar, elinde mikrofon sunucu, birşeyler atıştıran canlı yayın ekibi ve biz şaşkın ördekler..beni bir gülme aldı, durduramıyorum...dedik ki, bizden cidden korkulur, kafaya koyduk mu nerde ne saçmalıkta olursa olsun herşeyi yapasımız geliyor..iyi de ettik, birbirinden hoş ve farklı insanla vakit geçirmiş olduk..güzel ve hatırlanacak bir anı oldu..

15 dakikalık canlı yayın deneyimimizle de Andy abimizi utandırmamış olduk.
sonuç; kazanamadık..ama kadeh kaldırarak kutladık birbirimizi sonrasında..ertesi gün de ucuz bilet bulup Roma - Milano seyahatimizi ayarladık..
İnsan istemeye görsün, cidden istemeye görsün, gidilemeyecek, görülemeyecek, yapılamayacak şey yok..

6 Haziran 2010 Pazar

Görüşmeyeli..

Görüşmeyeli, 30 oldum..30 koca yıl bitti.ne mutlu yüzümde gülümseme ile söylüyorum bu cümleyi..10 yıl önce nerde şimdi nerdeyim? 10 yıl sonra nerede kimlerle olacağıma dair bahisler açılsın:)
10 yıl sonra Leyla'mı istiyorum..Şişmanımı her daim yanımda istiyorum..sevdiğim bir işi yapıyor olmak, huzurlu bir şehirde yaşamak istiyorum..

Haa bir de görüşmeyeli bir yarışmaya katıldık ve ilk 10'dayız! Salı günü dananın kuyruğu kopacak..http://iştebenimtatilim.com
Benim için neden önemli, hala bırakıp gitmeye yeltenecek kadar cesaretim varmış, tünelin ucunda ışık gördüğümüzde elele koşabildik, olay kazanmak ya da çok yer görmenin yanı sıra gidebilmek...gidebiliyor olabilmek...

Risk, tatlı şeymiş..