30 Eylül 2011 Cuma

deneme deneme, Houston ses ver

telefondan yazdığım ilk post! Yıl 2011:)

Bir Zamanlar Anadolu'da


Etkilendik. Yine birbirimize bakıp gülümsedik. Böyle olunca anlıyoruz çok sevdiğimizi, bakışıp, gülümsüyoruz.

Nuri Bilge Ceylan'la Fındıklı'daki Elifli pastanesinde karşılaşmıştım, o zaman yeni gelmiştim İstanbul'a, ilk işim, ilk masamdı. Tam karşımda bu fotoğrafına bakıyordum hergün. O denli hayranıydım ama yanına gidip bir "merhaba" diyemedim. Garip bir tutukluk geliyor ya böyle zamanlarda..Öyle oldu, pişmanım.

İlk hafta izledik filmi, yarısı boş bir salonda Cumartesi akşamı İstanbul'un göbeğinde.
Öğrenmiş oldum ki, hala sinemalarda film arası diye birşey var. Düşünün ne zamandır gitmiyorum, gidecek film bulamıyorum.
Bir Zamanlar Anadolu'da..bana tanıdık bir film..Bildiğim dağlar, yaylalar, insanlar, hastaneler..Türkiye'yi Kadıköy, Ümraniye, Etiler'den ibaret sananlarla geçiyor vaktim..ama bir de aynanın gerçek yüzü var..Sosyal paylaşımlardan daha fazlası yaşanıyor bir yerlerde..Rüzgar daha bir sert esiyor, dudakları çatlatıyor..

Filmin herşeyini sevdim..karelerini, hikayesini, oyunculukları, kurgusunu, rengini...ama birşey var, biri var ki..Muhtar rolündeki Ercan Kesal. Uzun uzun oynamış, döktürmüş. Onu izledikten sonra da birbirimize baktık ve gülümsedik..Sanki rol kesmiyor, gerçek..yani gerçekten var öyle biri..O kadar sahici ki..hatırlıyorum dedim ben bu adamı, araştırdım ve takdir basamaklarımı koşarak gözden uzaklaşıverdi..
Kendisi oyuncu, senarist, doktor, hastane kurucusu, eş, baba, radyo programcısı, sivil toplum gönüllüsü ve hala öğrenci..Nasıl? 20 parmakta 20 marifet..

Filmi izleyin, izlettirin, tavsiye edin, gerçek Türk sineması için, insan ruhu için birşeyler yapın..yapalım.
sevgiler.

sesime gel


24 Eylül 2011 Cumartesi

Vicdan

Yazdımıydım birden fazla post yazıyorum ya da hiç..Öyle olunca da ilk yazdığım arada kaynıyormuş gibi geliyor..Vicdanım el vermiyor..Deli miyim ne..hep bir vicdan fazlalığı vardı bende, atamadım gitti:)

Hala Türkiye'de yok mu bu güzellikler?

Ne zamandır bilgisayarda saklıyordum resimleri, buyrun bakalım..
İnternet üzerinden almak dışında yapılacak birşey yok sanırsam hala..ama müjde verecek olana da kapımız açık..
Karşınızda "Gazelle Indoor Leather"..





Asla şüphe duymamak..

Hikaye olağanüstü ve üstüne bir de gerçekse..boğazınızda yumrularla filmi bitirmeniz kaçınılmaz oluyor..
Ne yapsa iyi yaparcılardan Sam Rockwell yine iş başında.
Zor bulunur böyle şans, böyle şansızlık..neyse siz bir izleyin de üzerine konuşalım..
En nefret ettiğim cins olan "film sonu söyleyicilerden" olmıyım gece gece..

18 Eylül 2011 Pazar

Nokta

Fotoğraf üzerine çok rahat makale yazılabilir ama ben bir şarkı armağan ediyorum kendisine ve çemberin noktalarına..


Züper!

 Kişiye özel objelere, jest ve mimiklere olan merakımız her geçen gün kartopu etkisiyle çoğalırken, tasarımcılar yumuşak karnımıza çalışıp duruyorlar...  
Yaradılanı severim yaradandan ötürü diyerek, Juri Zaech adlı abimize tebriklerimizi sunuyoruz.

işte bunlar da cicileri..isme özel bisiklet..