23 Ağustos 2010 Pazartesi

Fiona Apple'la tanışmak lazım

Bu isim bana aşikar geldiğinden kendisini orta yaşlarda (45-50) olayını ispatlamış, eleğiyle oyalanan biri sanır iken gencecik bir kız çıktı karşıma...görünce şaşırdım ne yalan söyliyim..
ses te, yorum da, şarkı da muhteşem..
Orjinaline sadık olan ben, cover karşıtı tutumumdan vazgeçiyorum bu seferlik

Linki tıklayın, Fiona'nın keyfini çıkarın...

20 Ağustos 2010 Cuma

Azgın boğaymış, az bile yapmış!

Sabah gazetesinin habere bakış açısı ya da bakamaması!

Hedefi şaşıran azgın boğa tribüne çıktı: Biri çocuk 40 yaralı

İspanya'nın kuzeyindeki Navarra bölgesinde bulunan Tafalla arenasında bir boğa, güreş sırasında seyircilerin arasına daldı. Seyircilerin hiç beklemediği anda tribüne atlayan boğa, 40 kişinin yaralanmasına neden oldu. Boğanın saldırısı karşısında paniğe kapılan seyirciler, çığlık atarak sağa sola kaçıştı. Ancak onlarcası boynuz darbelerinden nasibini aldı. Yaralılar arasında 10 yaşında bir çocuğun olduğunu belirten İspanyol yetkililer, çocuğun durumunun da ağır olduğunu söyledi. Olaydan sonra saldırgan boğa ise vurularak etkisiz hale getirildi. İspanyol medyası, ilk kez bir boğanın arenayı çevreleyen duvarları aşıp izleyicilere saldırdığını vurguladı.

Hoşgeldin!


kocaman bir hoşgeldin sana, baban en yakın çocukluk arkadaşım, sen içimi ferahlatan bir nefes...
ilk günden bana bir sıfat ekledin bile..telgrafın teli gitgide kalabalıklaşıyor ve halan sana şimdiden tapıyor!

Susmaya alışmak...

Var cidden böyle birşey, içinize işler, parçanız olur, konuşmak isteseniz de beceremezsiniz. Dilin kilitlenmesi, canınızın cevap vermek istememesi fenadır..Ağız bölgesinden içbükey olmaktır gitgide..
aman diyim, dipsiz kuyulardan çıkın, gerekirse saçmalayın, yorulun cevapverirken ama ifade edin kendinizi, düşüncelerinizi, hissettiklerinizi..
hadi göriyim sizi

14 Ağustos 2010 Cumartesi

1. yıl...

Çünkü sana değdiğinden beri ellerim bütün kış dallarında tomurcuklar var...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Biz hep böyle oynarız - Yorumların kifayetsiz kaldığı anlar - volume 1:)

Yeni Zelanda'da yaşayan ve eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle polise şikayet edilen Alaattin Can, mahkemedeki savunmasında "kolbastı" oynadığını söyledi.

Yeni Zelanda'da yayımlanan Taranaki Daily gazetesinin haberine göre, Hawera'da kebapçı işleten Can, yoldan geçen bir kişinin, eşine vurduğu, tekme attığı ve boğazını sıktığı yolunda polise ihbarda bulunması üzerine tutuklandı.Mahkemedeki savunmasında, karısı Elmas ve iki çocuğuyla "Yıldız" isimli lokantasının önünde "kolbastı" oynadıklarını anlatan Can, "Biz hep böyle oynarız. Karım ve ailemle birlikte dans ettiğim için mutluyum, bunda yanlış olan ne var? Buradaki insanlar kavga ettiğimizi sanıyor, oysa ki biz oynuyorduk. Bu bizim kültürümüz" dedi.

Hakim bunun üzerine polise, Can'ın avukatının mahkemeye sunduğu kolbastı görüntülerinin bulunduğu DVD'leri izleyerek, Alaattin Can'ın gerçekten masum şekilde dans edip etmediğine karar vermesi için iki hafta süre verdi.İngilizce bilmeyen Can ve ailesinin bir yıl önce Yeni Zelanda'ya yerleştikleri belirtildi.

10 Ağustos 2010 Salı

işte geldim burdayım!

İşyerindeki erişim yasağının ardından, evdeki bilgisayar bozuldu..
sıcak ve zorunlu bir ara vermek durumunda kaldım..ama işte geldim burdayım!
ne zamandır aklımda olan şeyi artık yazmak istiyorum.
Benim tatlıdan anladığım kakaodur...çikolata benim cidden mutluluk kaynağım..ama çikolatanın yıllardır süren tahtını ele geçiremese de varlığı boyunca sarsan birşey oldu...Bir arkadaşımın Tekirdağ ziyareti ardından hediye getirdiği "Bademli Kuabiye"ler, bir hafta açılmadı, yüz verilmedi kendilerine..bir açıldı, pir açıldı..tazecik, pudra şekeri denizinde yüzen, ağızda eriyen, bütün bademlerin içinde uykuya daldığı, ay şeklindeki kurabiyeler beni benden aldı..

Gidin, bulun, getirtin ama yiyin! Bu arada önemli ayrıntı Şar Pastanesi yapımlı olacak illaki..