Bendeniz için yılın en keyifli zamanları yavaştan başlıyor..Dün geceki Golden Globe’la ısınma turları başladı bile.. Oscar adayları için ise 2 Şubat’ı beklemek gerekecek..
Avatar’ın en iyi film ödülünü almasını Oscar’ın habercisi diye duyurmuşlar.Allah biliyor ya hiç istemiyorum almasını.. Evet Avatar görsel bir şölen, ama onun dışında klasik bir Amerikan filmi, ötesi yok..
Kahramanlık nidaları mı ararsınız, büyük aşklar nefretle başlarlar mı..ortaya karışık..Amerikan salatası..
Öyle güzel filmler yapılıyor ki; Avatar bu yılın en iyisi olmamalı..Ben sinemaya bayılırım, film denen şeyin içinde olduğu herşey beni heyecanlandırır..Utanarak söylüyorum ki; hayatımda ilk kez bir filmde uyuyakaldım...
Geçen akşam filmleri ne kadar güzelse kendisi bir o kadar çirkin DVD dükkanımıza gittik...ve bu ayın filmlerini seçtik.İçinde beni heyecanlandıran filmler var..En çok ta Bornova Bornova..
İlk seyrettiğimiz film 2007 yılı yapımı olan ve Penelope’nin arzı endam ettiği ‘The Good Night’ tı..fena değildi..
Hele bir açıklansın şu adaylar bakalım kaçını seyretmiş olacağız..geçen sene aday olan 5 filmin 4’ünü çoktan seyretmiştik dvd’cimiz sayesinde..bakalım bu sene kendi de farkında olmadan ne filmler getirmiş, biz de seyretmişiz..
Bir fikir vermesi açısından Golden Globe en iyi film adayları:
- Avatar
- The Hurt Locker
- Inglourious Basterds
- Precious: Based on the Novel Push by Sapphire
- Up in the Air
Yine yine yine Yaşasın Sinema!!!